Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

8 - Döngüler

Resim
Sevmediğimiz şeylere de ihtiyacımız var Bu yazıyı yazmaya oturmadan birkaç dakika önce, kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Hatta soluğumu sıkıştıracak kadar. Eskiden olsa, taşikardi geçiriyorum diye endişeye kapılırdım. Fakat bu kez arkama yaslandım ve kalbimin bunu neden yaptığını düşünerek gülümsedim. Yaklaşık bir dakikalık bu sıra dışı sürecin, aylarca yıllarca aynı ritmi sürdürmek için gerekli, hatta zorunlu bir kaos olduğunun bilincindeyim artık. Çünkü hiçbir periyodik sistem, sonsuza kadar bozulmadan aynı ritmi sürdüremez. Ritmin, yani düzenin kaosa, kaosun da düzene dönüşmesidir esas olan. Evrenin düzeni böyle kurulmuştur ve bu gerçek Güneş sistemimiz için de aynen geçerlidir.   Bizim hayatımız da döngüler üzerine kuruludur. Astroloji ile uğraşanlar bunu çok iyi bilirler. Birçok döngü aynı anda iş başında olduğundan etkilerin tekrarlandığını fark etmeyiz. Üstelik, aynı etki ikinci kez geldiğinde, ben o eski ben değilimdir artık. Tıpkı artık kalbimin hızlı hızlı çarpmasına

7 - Astrolojinin anarşist manifestosu

Resim
Sonuçta yaratıcı hiçliğin (creato ex nihil) aradan yaklaşık 4000 yıl geçtikten sonra hava durumunu tahmin etme bahanesiyle ve kaos teorisi kılığında, müzenin tozlu penceresinden hayatın içine atladığını görmek beni gerçekten mutlu ediyor.  Geçen haftaki yazımızda, Bernadette Brady’nin “Astrology: A place in chaos” adlı kitabını incelemeye başlamıştık.  Brady, bu gün hüküm süren dini ve bilimsel dünya anlayışında, astrolojinin kendine sağlam bir yer bulamadığını, çünkü Astroloji’nin doğduğu zamanlarda ve yerlerde bambaşka bir dünya anlayışının ve mitlerin hüküm sürdüğünü anlatarak işe başlıyordu. Bu mitlerde, hiçlikten doğan bir düzen anlatılıyordu. Dolayısıyla, hiçlik, nam-ı-diğer kaos, boş ve karanlık bir yer değildi. Tüm hayatı, olası tüm formları içinde barındıran, rahim benzeri bir yerdi. Bir kez, hiçlikten bir varlık çıktığında, diğerlerinin çıkmasına da yardım ediyor, birden yeni bir düzen zuhur ediyordu. Bu düzen bir süre geliştikten ve büyüdükten sonra, bu kez yönünü kao

6 - İçimden şu zalim şüpheyi kaldır…

Resim
İtiraf etmeliyim ki, Astroloji konusunda, başkalarının ne düşündüğünden çok, kendi düşüncelerim, değer yargılarım beni zorlamıştır. Geçirdiğim ağır hastalığa neyin neden olduğunu araştırırken, en önemli nedenlerden birinin “esnek olamamak ve doğanın akışına direnmek” olduğunu sezmiştim. Fakat bunu nasıl detaylandıracağımı, akışı nasıl anlayacağımı bir türlü yerli yerine oturtamıyordum. Astroloji’nin yardımcı olabileceğini de seziyordum fakat bilime, rasyonel düşünceye neredeyse tapan bir mühendis olarak içim rahat değildi. Astroloji’ye bu ikilemler içinde başladım. Tam da mühendislik eğitimime yakışan bir şekilde, astroloji’nin neden-sonuç ilişkisi içinde çalışan, bir bilim olduğunu düşünerek ve anlatarak işe başladım. Geçen haftaki yazımda, Dr. Michel Gauquelin’in matematiksel modeller, istatistik ile Astroloji’yi bağdaştırma çabalarının beni fazlaca etkilemediğini size anlatmıştım hatırlarsanız.  Fakat ilk başlarda bu böyle değildi. Tam tersine, böyle çalışmalar olduğunu öğrendiğ

5 - Nereye gidiyorsun?

Resim
Geçen haftaki yazımızda Joseph Campbell’in hayat hakkındaki sözlerine kulak vermiştik hatırlarsanız. Campbell, hayatı barındırdığı tüm iyi ve kötü yanlarlar birlikte kabul etmemiz gerektiğini, tanrı indinde iyi ve kötünün olmadığını, hiç hoşumuza gitmeyen birçok şey olsa da, yaradılışı yargılamanı bizim harcımız olmadığını ( kim oluyoruz da yargılıyoruz! ) tatlı tatlı anlatıyordu. Buna ek olarak, kısaca reenkarnasyon’dan, Campbell’in reenkarnasyon hakkında söylediklerinden ve Bhagavadgita’dan  bahsetmiş ve bu hafta bu konularda Astroloji’nin neler anlattığına bakacağımızı söylemiştik. Dolayısıyla bu gün astrolojinin re-enkarnasyon ile ilgilenen dalı olan karmik astroloji hakkında konuşacağız. Aynı zamanda bu gün size doğum haritası ile seçtiğimiz meslekler arasındaki ilişkiyi anlatmak istiyorum.  Fakat önce günümüzdeki popüler astroloji’nin, gerçek astroloji’nin nasıl silik, ucuz ve kötü kopyası olduğunu anlatarak işe başlayalım. Güneş burcu Astrolojisi Astroloji’nin bir b

4 - Ya sev ya terk et

Resim
 Dünyayı algılamamız zıtlıklar üzerinden olur. Böyle diyor büyük mitolog ve öğretmen Joseph Campbell (1904 – 1987). MediaCat yayınlarından, Zeynep Yaman’ın güzel çevirisi ile yayınlanan Mitolojinin Gücü (*1) adlı kitabında, gazeteci Bill Moyers ile Joseph Campbell antik ve çağdaş mitler halkında söyleşiyorlar. Bu kitabın “içe yapılan yolculuk” kısmını okumaya doyamadığımı belirtmeliyim. Bu kısımda, birçok konunun yanı sıra, dünya üzerindeki çeşitli toplulukların (milletlerin) nasıl olup da birbirine bu kadar yakın mitler oluşturduklarını da konuşuyorlar. Fakat bence söyleşinin en etkileyici yanı, insanın her şeyin bir ve tek olduğu başlangıç halinden, (ki bunu cennet metaforu ile eşleştirebiliriz), zıtlıklar ile var olabilen Dünya’ya düşüşü. Öyle ki, başlangıçta insan tanrıdan bile ayrı değil. Ortadoğu dinlerinin ortak kökeni açısından insan, ne erkek (adem) – kadın (Havva) zıtlığının, ne de başka bir zıtlığın bilincinde de